İnceleme: Electronica Festival Istanbul 2017

Çeşme’deki mükemmel organizasyonu takiben Electronica Festival Istanbul 2017 Suma Beach‘te gerçekleşti. 29-30 Temmuz 2017 tarihleri arasında düzenlenen festivalde birbirinden başarılı isimleri dinleme olanağı bulduk. Bu yazıda festival üzerine gözlemlerimi ve duygularımı paylaşacağım.

Çeşme’de zaten harika bir vakit geçirdiğimiz için festivalin İstanbul ayağına da aynı heyecan ve yüksek motivasyonla gittik. Bu sefer yanımızda ekibimizin taze üyesi Bersu da vardı. Canım arkadaşım bir süredir çekim tarafında bana destek veriyor. 9 sularında festivale vardık ve Stavroz‘un performansının bir kısmına yetişebildik. Onlarla çok eskiden bir müzik mecrası için röportaj yapmıştım, performansları yine çok başarılıydı.

Sevdiğimiz çoğu isim FG Digital Main Stage tarafında olacaktı, o yüzden dönüp dolaşıp hep burada bulduk kendimizi. Bir ara kumsala gidip Batur‘u da dinlemeden etmedik, gayet başarılıydı. Batur’dan sonra da Doctor Dru ile seti öncesi keyifli bir röportaj gerçekleştirdik, röportajı buraya tıklayarak izleyebilirsiniz.

Röportajı takiben ana sahneye geri döndük ve en en sevdiğim isimlerden biri olan Claptone sahnedeydi. Kendisini 2 sene önce dinleme fırsatı bulmuştum ve harika bir gece yaşatmıştı bize. Performansıyla bizi büyülü bir yolculuğa çıkan Claptone setin finali ile de bütün dinleyicileri kendine hayran bıraktı. Yeni parçalarından eski parçalarına yaptığı düzenlemelere kadar seti dopdoluydu.

Claptone’un seti sonrası Andhim‘i biraz dinledikten sonra 2 sene önce yine röportaj yaptığım ve geçtiğimiz günlerde kendisini Kıbrıs’ta da dinlediğim Einmusik ile röportaj yaptım. Röportajı buradan izleyebilirsiniz. Festival kapsamında Einmusik Jonas Saalbach ile beraber çok güzel bir set çaldı.

Bu arada diğer sahnelerden de bahsedelim. Bir ara Club Stage‘e gittik, burası saklı bir hazine gibiydi. Asıl müzik burada, yerli isimlerinden elinden çıkıyordu. Mert Yücel‘in performansını çok beğendik. Forest Stage‘de Alican‘ı dinleyemedik ancak Eagles & Butterflies da güzeldi.

Einmusik ile röportaj yaptıktan sonra tekrar kumsala doğru gittik, Britta Arnold‘ın setiyle keyifli anlar yaşarken bol bol dans ettik. Tekrar ana sahneye gidip yerli elektronik müzik sahnemizin en iyi isimlerinden Beegee‘yi de dinledik tabii ki, sonra yine kumsala dönüp Red Axes‘a yetiştik: o ne setti öyle! Red Axes’ı kaçıranlar için güzel bir öneri: Chill-Out Festival Çeşme‘de performans sergileyecekler önümüzdeki bayram, kaçmaz!

Bir oraya bir oraya gidip durmaktan asla yorulmadan tekrar ana sahneye dönüp techno müzik denilince akla gelen ilk isimlerden biri olan Oliver Huntemann‘ın eşsiz performansına tanık olduk. Beni bilen bilir, ben baya techno insanıyım bu sebeple dinlerken inanılmaz keyif aldım!

En güzel sabahlar ise güneşin en güzel doğduğu yerlerde başlar, bilirsiniz. YokoO‘nun büyüleyici ve bir o kadar da dans ettiren setiyle Pazar gününe merhaba dedik. Kendisini çok bilmiyordum ama çok güzel bir tanışmamız oldu performansı. Kesinlikle öneriyorum dinlemenizi.

Evet, bir festivali de böyle, dans ederek, sevdiğimiz sanatçıları dinleyerek ve güzel anılar biriktirerek sonlandırdık, şimdi sırada Chill-Out Festival Çeşme var, bu yaz ne kadar güzel geçti, sizce de öyle değil mi?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir