Röportaj serisi kaldığı yerden devam ediyor. Bu röportajın konuğu techno denilince akla gelen isimlerden biri olan Drunken Kong.
DRUNKEN KONG, D. Singh ve DJ Kyoko’nun projesidir. Christian Smith’in Tronic, Monika Kruse’in Terminal M, Transmit, Loose!, Organism, ve Unity plak şirketlerinden parçalar yayınlayan Japon ikilinin son EP’sinde yer alan tüm şarkılar Beatport Top 100 Techno listesine girmeyi başardı. Böylece hem Asya, hem de global müzik dünyasında büyük yanı uyandıran ikiliyi destekleyenler arasında Adam Beyer, Christian Smith, Monika Kruse, Pan-Pot, Umek, Boris, 2000 ve Bir, Uto Karem, Karotte, Filterheadz, Dosem ve Stephan Hinz gibi türün öncüleri yer alıyor.
Drunken Kong 16 Şubat Cuma gecesi (yani bu akşam!) We Luv Techno! etkinlik serisinin ilk ayağında Zorlu Performans Sanat Merkezi / Studio’da set başına geçiyor. Gecenin açılışı benden, kapanışı ise Mabbas yapıyor. Etkinliğin biletlerine buraya tıklayarak ulaşabilirsin. Performansı öncesi Drunken Kong ile kısa bir röportaj da yaptım.
Merhaba, öncelikle röportaj isteğimizi kabul ettiğin için teşekkür ederiz. Techno müziğe olan tutkun ve sevgin hakkında konuşalım. Şu ana kadar bu müzikal yolculuk senin için nasıl geçti?
Bu röportaj için teşekkürler. Techno müziğe ilk başladığımdan bu yana oldukça uzun bir yol kat ettim. 14 yaşındayken bu müziğe aşık oldum ve o günlerden beri hayatımın çok büyük bir parçası oldu ve sonunda beni DJ’lik yapmaya ve aynı zamanda üretmeye yönlendirdi. 2001’de prodüksiyona başladım ve bugüne kadar müzik yapmaya olan tutkum değişmedi.
Bize “Drunken Kong” ismini bulma hikayenizden bahseder misin? Nasıl ortaya çıktı?
Drunken Kong ismimiz, ortağım ve benim isimlerimizin, Dee ve Kyoko’nun baş harflerini alarak ortaya çıktı. Bu, birlikte stüdyoya girip sadece eğlenmek için müzik yapmakla başladı. İlk parçamızı tamamladıktan sonra ona bir isim vermemiz gerekiyordu bu yüzden isimlerimizin baş harflerini aldık ve sonunda bu bizim projemizin adı oldu. O sırada müzik yayınlamayı hiç ummuyorduk!
En sevdiğiniz 3 techno müzik sahnesi hangileri ve neden?
Biri kesinlikle Japonya olurdu. Bunun nedeni, hafta içi günlerinden hafta sonlarına dek çok çeşitli boyutlarda ve gerçekten harika mekanlarda çok parti olmasıdır!
İspanya da benim en sevdiğim yerlerden biridir. Madrid, Barcelona, Valencia gibi şehirlerdeki ve tabii ki İbiza’daki partilerin kalitesi ve enerjisi gerçekten muhteşem!
Almanya da beni gerçekten hayran bırakan bir yer. Her zaman eğlenceli olan mekanları ve müziğin çok farklı stilleri ile oradaki parti kültürünü gerçekten çok beğendim. Enerjisi de harika!
Techno müziğinin geleceği hakkında ne düşünüyorsun?
Sanırım gelecek techno müzik için harika görünüyor. Günümüzde farklı duygu ve unsurlarla dolu birçok farklı stiller olduğu için bence birçok kişiyi diğer türlerden çekiyor ve bu gerçekten iyi bir şey.
Son olarak, bu Cuma günü İstanbul’un en iyi mekanlarından biri olan Zorlu PSM Studio’da performansın var. Nasıl hissediyorsun? Hayranların için bir mesajın var mı?
Bu Cuma günü için süper heyecanlıyım. Türkiye’de ilk kez çalacağım ve bu yüzden gerçekten sabırsızlıkla bekliyorum. Ayrıca Zorlu PSM hakkında çok iyi şeyler duydum, çalmak için sabırsızlanıyorum!!!
Cuma günü orada birçok izleyiciyi görmeyi umuyorum ve umarım bu özel gün için hazırladığım müziğin tadını çıkaracaksınız!