Röportaj serisinin sıradaki konuğu Stefan Hantel, bizim bildiğimiz adıyla Shantel!
Frankfurt, Almanya doğumlu Shantel elektronik müzik dünyasındaki kariyerine burada DJ’lik yaparak başladı. 90’larda Romanya’nın Bucovina bölgesindeki ailesinin ziyaretine giderek buradaki halkın çoklu-etnik müzik tarzına aşık oldu ve bu türden ilham alarak kendine has bir tarz
oluşturmaya başladı. Devamında, dinleyicileri bir saniye bile olsun yerinde oturtmayacak çingene remix’leriyle günümüze kadar DJ ve prodüktör olarak kariyerinde basamakları hızlıca tırmandı.
Peki biz onu nasıl bu denli tanıyıp seviyoruz? Türkiye’de bu denli popülarite kazanmasını 2007 yıılında çıkardığı albümün ana parçası olan “Disco Partizani”‘ye bağlayabiliriz. Elektronik müziği başarılı bir şekilde farklı müzik türleriyle bağdaştıran başarılı sanatçıyı biraz daha yakından tanımak için aşağıyı okumaya devam ediniz.
1- Öncelikle cisetta.com ile röportaj yapmayı kabul ettiğin için teşekkürler! Türkiye’de büyük bir hayran kitlen var ve hala pek çok şarkın bıkmadan dinleniyor. Türkiye’de bu kadar sevilmeni neye bağlayabiliriz?
Dürüst olmak gerekirse gerçekten bilmiyorum. Bu sihirli bir hadise. Bunun hakkında hiç düşünmemiştim ama hepsini olumlu karşılıyorum. Türkiye’de yaklaşık 10 senedir performans sergiliyorum ve hep güzel vakit geçirdim.
2- Bilindiği kadarıyla “Disco Partizani” adlı parçaya İstanbul’da bir video klip çekildi. Üstünden uzun bir zaman geçti ancak akılda kalır bir anın varsa o güne dair bizimle paylaşabilir misin?
“Disko Partizani”‘yi İstanbul’da çektiğimiz zaman benim için tamamen farklı bir dönemdi. Istanbul açık fikirli ve havalı birçok insanla dolu dinamik ve büyüyen bir şehir. Benim Avrupa’daki bir numaralı şehrimdi. Bütün o farklı kültürlerin ve tarzların karışımı. Harika! Çekime başladığımızda çok neşeli ve serbest bir ortamdı ve gerçekten çok şanslıydık, İstanbul’daki neredeyse herkes kamera karşısında gerçek bir oyuncu. İstanbul’un sakinleri doğuştan film starları resmen.
3- Türkiye’de sence Balkan müziği bu şekilde başarılı kullanan başka insanlar da var mı? Varsa kimler favorin?
Ben Balkanlar’ı temsil etmiyorum! Bu sanırım uluslararası müzik kariyerimdeki en büyük yanlış anlaşılmalardan biri. Ben bir çapraz geçiş sanatçısıyım. Benim yaklaşımım farklı tarzları bir araya getirip karıştırmak üzerine kurulu. Farklı köklerden oluşan kozmopolit bir aileden geliyorum ve Güneydoğu Avrupa, Akdeniz, Yunan müziği ve tabii ki Batı Pop kültürü, elektronik ve caz müzik ile büyüdüm.
4- Seni en son geçtiğimiz sezon Babylon’da dinledik, ben de oradaydım ve gerçekten kalabalık bir saniye bile olsun dans etmeye ara vermedi. Türkiye’ye çok sık geliyorsun, kendini artık buranın yerlisi sayıyor musun peki?
Açık fikirli ve kozmopolit bir ruh açısından, dans etmek farklı kültürleri ve insanları bir araya getirmek için en iyi yol. Sanırım İstanbul benim genel yaşam felsefem için en iyi oyun alanı.
5- Gelelim şimdiki zamana. İnternette “Disko Devil” diye yeni bir müzik klibin dolaşıyor. Sanırım bu yeni çıkacak albümünden. Biraz detaylıca bahsedebilir misin? Klip harika görünüyor bu arada!
Ah, teşekkürler. Yeni albümüm “VIVA DIASPORA” Eylül 2015 tarihinde yayınlanacak. Neredeyse bütün şarkılarımı Atina – Yunanistan’da kaydettim. Kültürel bir değişim programının parçasıydım ve hepimiz Yunanistan’daki belirgin krizi gördük. O yüzden benim planım sadece Atina’daki bütün o iyi ve yetenekli müzisyenleri ve sanatçıları bir araya getirmek ve geleneksel derin şarkılar ve bazı elektronik dans parçalarıyla enerjik bir yol filmi yaratmaktı.
6- En son turne kapsamında Belçika’da olduğunu hatırlıyorum. Şu anda neredesin ve sırada hangi şehirler var?
Şu an bazı canlı performansları hazırlamak için Fransa’nın Güneyi’ne doğru yoldayım. İngiltere’de birkaç performans sergiledim ve Side – Antalya’da canlı bir müzik festivali için Eylül’de Türkiye’ye geri geleceğim. Harika olacak ve hepinizi orada görmeyi umuyorum!