3. dalga kahve akımını birkaç güne sığdırmayı başaran İstanbul Coffee Festival, bu seneki organizasyonunu Haydarpaşa Garı’nda gerçekleştirdi.
22-25 Ekim 2015 tarihleri arasında düzenlenen festivalde neler var neler. 23 Ekim günü 2.seansa yağmura çamura bana mısın demeyerek gokhanmms ile gittik. Resmen inandık ve gittik ama gerçekten gittiğimize değdi.
Festival de bizim gibi “inananlar” ile doluydu 🙂 Kimse yağmuru kötü havayı bahane edip gelmemezlik etmemiş. İçeri girdiğimizde bizi heyecanlı bir atmosfer, keyifli bir kalabalık ve güzel müzik (tabii ki Babylon sahnesinden bahsediyorum, Swing Mama adlı grubun performansı şahaneydi) karşıladı. Hemen check-inlerimizi atıp Snapchat’imizi açıp gezmeye başladık. (Bizi Snapchat’te takip etmek için cisettaa ve gokhanmms adıyla ekleyebilirsiniz!)
İlk olarak Coffee Brew Lab bizi karşıladı. O kadar çok sık oraya bilgisayarımla çalışmaya gittik ki orada çalışan herkesle ahbap olduk resmen. Yine Brew’ün baristası lezi White Flat’lar hazırladı bize.
Pek çok kahve çeşidi denedim ama bazıları gerçekten akılda yer edebilecek nitelikteydi. Brew Lab’in dışında Kronotrop‘ta denediğim kahvenin tadı çok güzeldi. “Etiyopya Hunda Oli” adlı bu kahve çeşidini denemek isteyebilirsiniz.
Ben Coffee Roasters, Gimoka ve tabii ki Kickstarter ile hayallerini gerçekleştirmek üzere olan Walter’s Coffee Roastery da ilgimi çekenler arasındaydı.
Yemek bölümünde cookie’lerden donut’lardan tutun pizza ve ev yemeklerine kadar ne ararsan var. Mom’s Granola‘yı duymayayanız varsa deneyebilirsiniz; yulaflı ürünleri yüksek lif ve tam tahıl barındırıyor ve yapım aşamasında sızma zeytinyağı kullanılıyor.
Tasarım alanına geldiğimizde ise, birbirinden güzel bez çantalar, defterler, pelerinler, tişörtler, takılar… Aklınıza gelebilecek ne varsa oradaydı ve yoğun bir ilgi vardı buraya. Ayrıca festivale Zomato, KapGel gibi başarılı oluşumlar da katılmış.
Biletleri tükenmiş olan festivale gitme şansı bulanlardansanız, sanırım benimle aynı izlenimleri ve hisleri paylaşıyorsunuz. Başarılı bir etkinlik olduğunu gösteren İstanbul Coffee Festival, şehir hayatının bir parçası olmuş kahve kültürünü bize daha da sevdirmiş bile olabilir -ki bence kesinlikle öyle.