Röportaj serisinin bir sonraki konuğu house müziğe gerçek bir tutkuyla sarılan Nhan Solo.
Berlin underground house müzik sahnesinden gelen DJ, başarılı müzik zevki, yeteneği ve harika kişiliğiyle biliniyor. Müzik severler arasında popülerlik kazanan birçok parçanın yayınlandığı Mother Recording adlı kendine ait bir plak şirketi de var. Nhan Solo adım adım müzik kariyerinde ilerleyerek dünyada saygı gören isimlerden biri haline geldi.
30 Ağustos 2015 Pazar günü Before Sunset Beach‘in müzik direktörü Murat Tokuz‘un düzenlediği ve Generic Music‘in katkılarıyla Çeşme’de gerçekleşen Before Sunset Closing Sessions‘da performans sergilemeden önce Nhan Solo ile güzel ve keyifli bir sohbet gerçekleştirdim.
Röportaj davetimi kabul ettiğin için teşekkürler ve Çeşme’ye hoşgeldin! İlk olarak sormak istediğim Çeşme’yi beğendin mi? Burası ile alakalı ilk izlenimin ne oldu?
Gerçekten bunu soruyor musun, yapma ama! Beğenmedim, buraya bayıldım! Deniz kenarı harika ve denizin rengi masmavi. Bence buradaki insanlar harika ve iyi kalpli. Çok misafirperverler, profesyoneller ve kibarlar. Ve en iyi deniz ürünleri burada. Atmosfer huzur dolu ve görüyorum ki güzel parti insanları house müzik, güneş, kum ve sevgiyle iç içe.
Çeşme’ye ilk defa mı geldin? Peki ya Türkiye’ye?
Evet ilk defa Çeşme’de bulunuyorum ancak Türkiye’ye daha önce geldim. İstanbul’da birçok kez çaldım ve İndigo benim favori gece kulübüm. Ayrıca İstanbul Boğazı’nda bir tekne partisinde de çalmıştım. Aslında Berlin’de yaşıyorum bu yüzden Türk insanına ve yemek kültürüne aşinayım.
Kendi plak şirketin Mother Recording’sten çıkmak üzere olan “Feelings” adlı EP’inden bahsedelim biraz da.
Yeni yayınlanacak solo projemin adı “Feelings”. Aslında gelen güzel yorumlar ve Tiga, Riva Starr, Groove Armada, Doorly, Crazy P gibi saygı duyduğum isimlerden aldığım destekler sebebiyle süper heyecanlıyım. Bunlar benim için çok önem arz ediyor ve bir müzisyen olarak onur duyuyorum.
Hemen hemen hakkında yapılan her yorumda insanlar senin house müziğe olan hislerinden bahsediyor. Buna bir tutku mu demeliyiz yoksa gerçek bir his mi?
Aslında tutku ve his, bunlar yakın şeyler. Tabii ki bu işi sevgi ve müziğe olan hislerimizle yapıyoruz ve bu tarz bir işi yapmak için bu tip bir tutkuya sahip olmak gerekir.
O zaman bu işe tutkuyla başladın, öyle değil mi?
Tabii ki, ben hiçbir zaman profesyonel ve bilinen bir DJ olmaya çalışmadım. Berlin’e yaklaşık 10 sene önce geldim, burada okudum ve adım adım müzik sahnesine adım attım. Ama müzik hep oradaydı, benim için tutku ve hayatımın odak noktasıydı.
Biraz garip bir soru olacak ama, ilk gece kulübüne gidişini hatırlıyor musun? Nasıl hissettin?
Kaykay ve hip-hop ike bağlantılı bir geçmişim var ve 90’ların sonuna doğru ilk kez house müziğe aşık oldum. Harika bir manzarası, ferah havası ve çok kulüp geçmişi olmayan Bavaria adlı bir yerden geliyorum. Daha sonraki durağım arkadaşlarımın beni kullanılmayan bir havalimanında düzenlenen “warehouse” partilere (Flughafen Riem) ya da Ultraschall Club’a götürdükleri Münich oldu. Aslında hissettiğim kaykay yapmaya yakın bir şey çünkü kulüpte aynı hisleri yaşayan bir grup insanın içindesin.
Ve senin şu anki ve gelecek planlarından da konuşmak istiyorum. Çok fazla turladığının farkındayım, festivaller olsun, etkinlikler olsun. Gelecekte neler var?
Evet aslında geçtiğimiz son üç aydan çok memnunum, birçok şovda performans sergiledim, büyük Meksika turu, birkaç festivaller. Aslında bu yaz benim son performans sergileyeceğim yer burası daha sonra ise İspanya’ya tatile gideceğim!
İstanbul’da daha önce performans sergilediğini biliyorum, tekrar gelme gibi bir planın var mı?
Bu yıl tekrar gelmeyi umuyorum ve orada birçok arkadaşım var. Hatta birkaç arkadaşım bu hafta sonu Suma Beach’de bir festival düzenliyor. Arkadaşlarım ile bağım çok güçlü ve bana göre Türk yemek kültürü dünyadaki en iyi kültür. Yemek yemeyi çok seviyorum ve Istanbul bence yaşamak için güzel bir yer.
İstanbul’u 3 kelimeyle ifade etseydin: GÜZEL, GÜZEL, GÜZEL
SEVGİ VE MÜZİĞE TUTKUM olmasaydı, şu anki konumuma gelemezdim.