İnceleme: Chill-Out Festival Istanbul 2017

Geçtiğimiz hafta sonu her sene harika ve başarılı organizasyonlara imza atan Chill-Out Festival‘ın bu sezonki ilk etkinliğindeydik. İlk ayağı İstanbul’da gerçekleşen festival iki gün sürdü ve o iki gün boyunca katılımcılar rüya gibi bir hafta sonu yaşama olanağı buldu.

Cumartesi günü güzel bir hava ve enerji ile başlayan festivalde yok yoktu! Alan o kadar büyüktü ki gez gez bitmedi. İlgi çekici standlardan farklı aktivitelere, leziz kokteyllerden workshop gibi buluşmalara kadar her detay mükemmel bir şekilde organize edilmişe benziyordu. Alan içerisinde Twist, Watsons, Migros, Mutlu Flamingo, Utin, Limits Off gibi pek çok markanın farklı etkinlikleri ilgi çekiciydi: Twist alanında yüz ve kol boyama, Watsons standında geçici dövme ve saç boyama ve Limits Off’un farklı kokteylleri benim en çok dikkatimi çekenler oldu. Bunun yanı sıra etkinlik sırasında düzenlenen atölyelere de katılım vardı.

Kokteyl standlarının yanı sıra yemekler de harikaydı. Tamirane gibi öne çıkan yemek noktalarının yanı sıra gözlemeci, mısırcı ve hatta salatalık satan bir stand bile vardı. Dans etmekten yorulup karnımız acıktığında gözlemeci teyzelerin leziz gözlemeleri ile resmen kendimize geldik.

Gelelim performanslara… Chill-Out gerçekten yine çok başarılı bir line-up ile karşımıza çıkmayı başardı diyebiliriz. Ben en çok Matthias Meyer, Satori ve Oceanvs Orientalis‘i dinleyeceğim için heyecanlıydım ancak bu isimlerden sadece birini dinleyebildim. İkinci gün aksilikler sebebiyle festivale katılamadım, malum hala yüksek lisans bitirme projemle uğraşıyorum.

#chilloutfestival

Chill-Out Festival Turkey (@chilloutfestival)'in paylaştığı bir gönderi ()

Festival alanında pek çok sahne vardı. Ana sahnede çok fazla vakit geçirmedim ancak bir ara Morcheeba‘yı (Skye & Ross) dinlemeye uğradık, harikaydı! İnsanlar keyifle dans ediyordu. Ana sahneden ileriye doğru gittiğimiz zaman bizi karşılayan ikinci sahne çok “chill” bir ortama sahipti: dinlenmek, doğanın tadını çıkarmak isteyenler için oldukça idealdi.

O sahneyi de geçtikten sonra biraz ileride en çok sevdiğim sahneyi bulmuştuk: bol bass, bol dans. Daha erken saatlerde bizi dans ettirmeyi başaran Other Stage’i çok sevdik, zaten Matthias da burada performans sergiledi.

Other Stage’i takiben bir sahne daha vardı, orada da oldukça güzel performanslar sergilendi. Festival alanında farklı noktalardan biri de Limits Off’un Art Zone adlı noktasıydı: burada maske yapanlar mı dersiniz, fotoğraf çektirenler mi dersiniz.. Güzel tasarlanmış.

Matthias Meyer’ı dinlemek benim için çok güzel bir deneyim oldu, performansı ve kendisi çok başarılı. Kendisi ayrıca performansı sırasında Rampa‘nın yeni EP’sinden bir parça da çaldı.

Bu harika organizasyonu takiben şimdi sırada Bodrum, sonra da Çeşme var. Çeşme detayları henüz açıklanmadı ancak mutlaka takibe alın. Festivalde emeği geçen herkese teşekkürler!

Sizi festivalde çektiğim kısa kısa video içerikler ile baş başa bırakıyorum 🙂

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir